KURUCUMUZ

Ahmet Muhtar Kızıltan

Kurucu

     Sanat insanlığın yeryüzündeki serüveniyle başladı. Görsel sanatlar dışında sanatın diğer tüm biçimlerinin ifade araçlarından biri de dildir. Bu anlamda dil, insanın günlük işlerini görmesinin yanında, duygu ve düşüncelerini ifade etmekte de kullandığı bir araçtır. Yazı, dilin görünür kılınmasıdır.
 

     Hat (yazı), yaradılışın temeli olan tevhid (birlik) inancından doğup gelişmiştir. Bu nedenle hat sanatı, resim sanatı gibi insan doğasının (fıtratının) ürünüdür. Simgelerin insanlık kadar eski olduğunu biliyoruz.İlk harf olan Elif'e bakın; tevhidi temsil ettiği gibi, tevhidin yeryüzündeki temsilcisi (halifesi) olan, ayakta duran insanı da ima eder. Latin alfabesinin başlangıcındaki A harfi, üçgen görünümüyle Hıristiyanlığın teslis (Baba, oğul,kutsal ruh) inancının sembolü gibi durur.Elif ise, insanın sırrı olan tek Allah'ın, yaradanın işareti gibidir. Bundan sonraki bütün her şey,o tek Elif'in, hattın değişik biçimdeki ifadeleri olan şekiller ve kıvrımlardan ibarettir.
 

    Bugün güzel sanatlar ile ilgili birçok kişinin, hat sanatını, sanat dairesinde görmeye soğuk ve mesafeli olduğunu biliyoruz. Bu yargının temelinde “iradi olmayan bilgisizliğin” yattığını söylersek,haksızlık etmeyiz. Cumhuriyetimiz, çeşitli konjonktürel nedenlerle bir seçim yaptı ve bizler yüzlerce yıllık birikimlerimizi anlamaktan uzaklaştık. Şimdi, genlerimizdeki izleri doğru biçimde kavrama zamanıdır.

    Hat, sanatın alfabesidir.İnsanın vücuduna göre yüzü ne ise, diğer sanat dallarının yanında hat, insanın yüzünü temsil eder. Yüz, ruhun aynasıdır. Hat, tek başına ne çizgidir ve ne de resim ama, bir yandan hem çizgidir ve hem de resim. Hat, şiir olmayan şiirdir. Hat, yüzün, sözün, ruhun, duygunun, düşüncenin yazıda cisimlenmesidir., insana dair ne varsa onların resmedilmesidir.İngilizce “Art”, Almanca “Kunst” karşılığında kullanılan sanatın adı Arapça, “Fen”dir.

Fen...
   Fen denilince, matematik'i, geometri'yi, fizik'i, kimya'yı, biyoloji'yi anlıyoruz.Öklid'e atfedilen bir söz ile; “Hat, Her Ne Kadar Maddi Aletlerle Meydana Gelirse de, O Ruha Ait Bir Hendesedir (Geometri)”! Sanat eserlerinin geometrisi, onlara estetik değer kazandırmıyor mu? Leonardo da Vinci, vücut oranları üzerindeki eskizleriyle bilinir ve buna “altın oran” deniliyor. Hat sanatının, bilmeyenlerin tahmin dahi edemeyeceği çeşitlilikte oran kuralları var. Hat, tam da bu nedenlerle, geleneksel mimarimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Hat, fizik kurallarıdır, matematiktir, geometridir, yaradılışın biyolojisidir, hat, fen'dir. Kendisinden bir noktayı çıkaramayacağınız, bir nokta ekleyemeyeceğiniz bir bütündür hat. Yaradılışın ifadesidir.
İçerideki insanlıktan, dışarıdaki insanlığa gönderilen bir çığlıktır. Yazı sanatı, Dünyada bizden başka hiçbir millette olmayan bir sanattır.
Hat, bizimdir, yerlidir...

    Bu husus asırlardır şu vecize ile ifade edilir: “Kur'an Hicaz'da indi, Kahire'de okundu, İstanbul'da yazıldı. ”Minyatür sanatımızın ebesidir, hat...
Hat sanatının şahikası olan Hilye-i şerife örnekleri ile Antalyalıyı tanıştırıyoruz. Dünyanın belli başlı bütün merkezlerinde, Bosna'dan Londra'ya, Erbil'den Vatikan'a sergilenmiş ya da henüz hiçbir sergide yer almamış 61 adet Hilye-i şerifeyi geçmişimizin rüzgarında dalgalanan bayraklar misali istifadenize sunuyoruz.

    Ahmet Muhtar Kızıltan Kültür ve Sanat Merkezi, bu toprağın köklerini esas alarak, yine bu toprakların ürünü olan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsında ve gerçekleştirdiklerinde temsil edilen  çağdaşlık, yenilikçilik,özgürlük ve üretim değerlerinin san’attaki yansımalarının temsilcisi ve hizmetkarı olmayı amaçlamaktadır.

    Kültür ve Sanat Merkezi, geleneklerine ve aydınlık geleceğine bağlı sanatçıların yetişmesinde ihtiyaç duyulabilecek her alanda faaliyeti öngörmektedir. Bu amaçla, çağdaşlığın bu topraklardaki serüveninin durak noktalarının genç hafızalara nakledilmesini görev kabul etmektedir. Bu cümleden olarak, Cumhuriyetin İlanının, 30 Ağustos zaferinin, Atatürk’ün çocuklarımıza armağanı olan 23 Nisan’ların, 8 Mart Dünya Kadınlar gününün ve özellikle Kurtarıcı ve Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal tarihi olan 10 Kasım’ların anılması için bu ve bunun gibi özel tarihlerde bir maddi karşılık beklemeksizin, kendi olanakları ile etkinlikler düzenleyecek, bu etkinliklerinde genç sanatçıların katılımına önem verecektir.

Son olarak; Kültür ve Sanat Merkezinin, kişilerden bağımsız olarak bir Vakıfa dönüşmesi amaçlanmaktadır.

Saygılarımızla,